Fransız ihtilalinin pozitivist etkileri ile başlayan benlik ve kimliğimizi önemsizleştirmeyi hatta yok etmeyi amaçlayan taklitçiliğin, Tanzimat ile başlayan yanlış eğitim ve kültür politikaları ile kurumsal fikrî istilaya dönüşmesi tarihsel talihsizliğimiz olmuştur. Bu teslimiyetçi eğitim tezgâhından geçerek değerlerine sırt çevirenler, bu memlekete tarifsiz psikolojik, sosyal çatışmalar, anlamsız kavgalar yaşatmıştır.
Ne acıdır ki, içine düştüğümüz veya düşürüldüğümüz karanlığın inşa edilmesinde eğitim, vesayetin ideolojik kadroları tarafından araç olarak kullanılabilmiştir. Sonuçta batılılaşma adına bilgiyle, düşünmeyle, bağlantı yolları kesilmiş; tarihten, kültürden insani yeteneklerden uzak, öykünmeci, ufuksuz, idealsiz, özetle ruhsuz bir neslin yetişmesi amaçlanmıştır. Bir sonuç ve realite olarak yaşanan bu gerçek inkâr edilemez. Bu acı gerçek sebebiyledir ki, ülkemiz uzun zaman enerjisini, heyecanını sağ-sol çatışmasında kan ve gözyaşı olarak akıtmış; on binlerce gencimizin kan fırtınasına tutulan hayatı heba olmuştur. Aklımızı, şuurumuzu, duygumuzu bir yangın gibi saran bu ateşin üniversitelerden liselere kadar, bütün ülkeyi tutuşturması ibretliktir.
Eğitim düzenimize egemen ideolojik içerik, totaliter karakter ve felsefe, hakikati görmeyi, gerçeği bilmeyi, yeni şeyler düşünmeyi imkânsızlaştırmıştır. İdeolojik dayatmalarla başarılı olacağını sanan aldanış, bilgi görünümüyle cehalete taht kurunca, hayatın tüm alanları felç olmuştur. Bir dönem kendi aklı, ruhu, irfanı ile medeniyetin öncüsü olan bir millet, medeniyet koşusunda geride kalmış, maddi, manevi tüm yönleriyle sefaleti yaşar olmuştur.
Dünyanın bizi de içine alan sert değişim dalgalarıyla yaşadığımız sarsıntılar, adeta kâbusu andıran gafletten uyanmamıza imkân hazırlamıştır. Günümüzde ilerleyen teknoloji ve bilgiye dayalı küresel değişimler, eğitimin önemini daha da öne çıkarmıştır. Bundan böyle ister birey ister millet olsun, eğitim meselesini savsaklayan, hafife alan veya ihmal edenler asla başarılı olamayacaktır.
Modern emperyalizm egemenliğini fikrî ve zihnî istilayla inşa etmiştir, etmektedir. Zihnen, ruhen teslim olmuş milletlerin, gerçek bir istiklal mücadelesi, hak, özgürlük ve iradelerine sahip olarak gerçek bir varoluş mücadelesi vermeleri mümkün değildir. Çünkü gerçek varoluş, insanın kendi özgür iradesi, atılım gücü, zihnî yeteneği ile kendini gerçekleştirmesidir.
Kendi varoluşunu özgür seçim ve bilinçleriyle temellendiremeyenler, zihnî istilaya karşı korunaksızdır. O nedenle, insani, millî ve medeni değerlere ayarlı, duyarlı olarak başta müfredatta yapılacak reform, fikrî istilaya karşı en asil, en köklü zaferin zeminini oluşturur, oluşturacaktır.
Eğitim politika ve programlarının genel anlamda insanımızın değerlerine, kalbine, ruhuna, irfanına yakın olma zaruretine ilişkin temel tutum ve görüşümüz vesayet odaklarını rahatsız etmiştir. Uyarılarımız, çözüm önerilerimiz, meselenin önemini kavramayan ilgisizliğin sessiz boşluğunda yitmiş, kimi zaman da sağır duyguların duvarına çarpıp dağılmıştır.
Eğitim düzenimizin hangi ruh, felsefe ve istikamete göre biçimleneceği üzerinden yaşanan çekişme ve çatışmalar bile yakın geçmişimizde maruz kaldığımız zihnî kuşatmanın dehşetini açıklamaya yeter.
Bize dönük temel stratejilerini medeniyet değerlerimizi tahrip etmek üzere yapan vesayet ve istila odaklarının, eğitim sistemimizi kendilerine göre dizayn etmek istemelerinde anlaşılmaz bir durum yoktur. Ne var ki, sistemin iyileştirilmesi yönünde içten ve içeriden bir değişikliğe yanaşmamak veya bu yöndeki çalışmaları ağırlaştırmak veya geciktirmek anlaşılır bir durum değildir.
Eğitimi, geçiştirme veya oyalama konusu sananların hem kendi hem millet varlığını hafife aldıkları hazin hatırasından hareketle, fikrî istilaya gerçekten direnen, direnme samimiyetini gösteren herkes yeni bir açılım, atılım, ruh ve heyecanla Türkiye’nin istiklal ve istikbal davasında gayret göstermelidir.
Geleceğe bırakacağımız en kıymetli mirasın fikrî bakımdan üretken, nitelikli insan olduğu inancıyla, bu doğrultuda var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
AKADEMİK YÜKSELME YÖNETMELİKLERİ KARİYER Mİ, BARİYER Mİ!...
Çanakkale-Gazze Hattında İnsan-ı Kâmili Aramak
Bizimle canlanacak nice umutlara doğru
Örgütlü olmanın bereketiyle birleştik, birleştikçe büyüdük ve güçlendik
Psikopatik zevzeklerin kuru gürültüsü
Öğretmenlik Meslek Kanunu iptal davası
FİLİSTİN DİRENİŞİ, MÜSLÜMANLARIN GELECEĞİ VE EMPERYALİZMİN ÇÖKÜŞÜ